SIĞIRLARDA KIZGINLIK, SUNİ TOHUMLAMA VE DOĞUM

SIĞIRLARDA KIZGINLIK, SUNİ TOHUMLAMA VE DOĞUM
İyi bir inek bol süt vermesi yanında yılda 1 tanede buzağı vermelidir. Kültür ırkı normal
gelişimini tamamlamış düvelerin 16-18 aylık yaşta iken ilk tohumlamaları yapılmalıdır. Kültür
ırkı hayvanlar 10-12 aylık yaştan itibaren kızgınlık göstermeye başlarlar ama daha
gelişmelerini tamamlamadıklarından boğaya verilmemelidirler. Erken yaşta gebe kalan
düvelerde gelişme tamamlanmadığından bu hayvanlar kavruk kalırlar, daha az yavru verirler ve
daha az yaşarlar. Bunların süt verimleri bütün sağım dönemlerinde düşük kalır. Böyle
hayvanlar hastalıklara karşı dirençsiz olurlar ve kolayca hastalanırlar. Süt humması, dana
humması ve ketosis gibi süt verimi ile ilgili hastalıklara hassas olurlar, böyle hastalıkların
görülme ihtimali artar. Aynı zamanda damızlık değerleri düşer.


Ergenlik çağına gelmiş dişi hayvanların belirli fizyolojik belirtiler göstererek erkeği
kabul etmesine kızgınlık denilmektedir. Dişi hayvanlar kızgınlık göstermeye başladıkları yaştan
itibaren gebe kalmadıkları sürece her 18-21 günde bir kızgınlık gösterirler. İneklerde kızgınlık
yaşam boyu devam eder. Düveler ilk defa tohumlandıkları zaman küçük cüsseli ırklarla
tohumlanmalıdırlar. Daha hayvanın genital organları ve çatı büyük yavru doğuracak
gelişmişliğe ulaşmadığından iri cüsseli kültür ırkı hayvanlarla tohumlanan düvelerde güç
doğumlar sıkça görülür. İnekleri ikinci ve daha sonraki tohumlamalarında kültür ırkı
hayvanlarla tohumlamak daha doğrudur. İnekler doğumlarını takip eden 1. ayda kızgınlık
gösterirlerse de hemen tohumlanmamalı, ancak 2. ayda tohumlanarak yeniden gebe
bırakılmalıdırlar. Zira döl yatağı ancak 2 ayda yeniden yavruyu barındıracak fonksiyonları
kazanır. İnekler 10 aylık sağım dönemi sonunda kuruya çıkarılırlar ve 2 ay kuruda kalırlar.
İnekler doğumlarından 12 ay sonra tekrar doğurabilmelidirler.
Doğumu takip eden 2. ayda döl tutmayan hayvanlarda her geçen kızgınlık süresi 20
günlük süt kaybı ve boşa yedirilen yem demektir. Bunun için ineklerin kızgınlıklarının iyi takip
edilmesi, tohumlamanın zamanında ve hatasız yapılması gereklidir. Başarılı bir tohumlama
uygun tohumlama zamanının iyi belirlenmesi ile yani iyi kızgınlık takibi ile mümkündür.
Bunun için ineğin doğurduğu tarih, kızgınlık gösterdiği tarihler, tohumlama tarihleri
kaydedilmeli ve kızgınlık takibi bu tarihlere göre yapılmalıdır. Özellikle gizli kızgınlık gösteren
ineklerde takibin daha iyi yapılması ve günde 2-3 kez 10-15 dakika süre ile hayvanın gözetim
altında tutulması gereklidir. İneklerin çoğu gece veya sabaha karşı kızgınlık gösterirler. Bu
nedenle sabahın erken saatlerinde yapılacak kontroller daha önemlidir.
Kızgınlık gösteren inekler başlıca şu belirtileri gösterirler.
Ø İnekler huysuzlaşırlar, bağırırlar, az yem yer ve az su içerler,
Ø Diğer hayvanları koklarlar,
Ø Diğer hayvanların üzerine atlarlar, başka hayvanların kendi üzerlerine atlamasına rıza
gösterirler ve bu durumdan hoşlandıklarını belli ederler,
Ø Buzağısını teper, ona karşı huysuzlaşır ve emzirmek istemezler,
Ø Süt verimleri azalır ve normal sağımlarını yaptırmazlar,
Ø Vulva dudakları kızarmış ve hafif şişmiştir, yumurta akına benzer çara akıntısı görülür.
1.5 yaşını tamamlamış düveler ve doğumu takip eden 2. aydan sonra kızgınlık belirtisi
gösteren inekler kızgınlık gösterdikleri andan itibaren 24 saat içerisinde tohumlanmalı veya
boğaya verilmelidir. Kızgınlık görüldükten 12 saat sonra yapılan tohumlama en uygun
tohumlama zamanıdır. Sabah kızgınlığa gelen hayvanlar akşama doğru, akşam kızgınlığa gelen
hayvanlar sabah erken tohumlanmalıdır. Ancak kızgınlığın 6.-18. saatlerinde yapılan
tohumlamalarda gebe kalma ihtimali yüksektir. Kızgınlığın görüldüğü andan itibaren geçen ilk
6 saatlik ve son 6 saatlik sürelerde yapılan tohumlamada hayvanın gebe kalma ihtimali daha
azdır. Kızgınlıklarının üzerinden 24 saat geçen hayvanlar artık döl tutmazlar, bu durumda bir
sonraki kızgınlığı yani 18-21 gün sonrayı beklemek gerekir. Kızgınlık iyi takip edilirse aynı
gün hem sabah, hem akşam tohumlama gereksizdir. Kızgınlığı çok iyi takip edilemeyen ve gizli
kızgınlık gösteren hayvanlarda sabah ve akşam olmak üzere 2 tohumlama yapılabilir. Bir
tohumlamada 2 doz sperma kullanılması da boşuna masraftır. Zira bir doz spermanın içerisinde
hayvanı gebe bırakacak yeterli spermatozoit vardır.
SUNİ TOHUMLAMA
Çeşitli metot ve tekniklerle erkek hayvanlardan alınan spermanın ya taze olarak veya
dondurulduktan sonra, kızgınlık gösteren ineklerin genital organına verilmesine suni
tohumlama diyoruz. Tabi tohumlama ile bir boğa yılda 60-100 ineği döllerken, Suni tohumlama
ile bir boğadan alınan spermaların dondurulması sonucu 20.000-25.000 inek
tohumlanabilmektedir. Dondurulan spermalar 200 yıl saklanabildikleri için üstün verimli
boğaların dondurulan spermaları boğa öldükten yıllar sonra bile kullanılabilmektedir.
Tabi tohumlamada kullanılan boğalar çeşitli ahırlardan geldiklerinden bu boğaların
hastalıklara karşı aşılamalarının ve hastalık kontrollerinin yapılıp yapılmadığı bilinemez.
Dolayısıyla dölleme yoluyla bulaşan başta Brusella olmak üzere çeşitli hastalıklar tabi
tohumlama ile kolayca yayılır. Suni tohumlamada kullanılan boğalar ise bir merkezde
toplandığından sürekli kontrol altındadırlar. Her türlü aşılamaları ve hastalık kontrolleri
zamanında yapılır. Suni tohumlama ile hastalık bulaşma riski yoktur.
Suni tohumlama ile tohumlanan hayvanların gebelik kontrolleri ve doğum tarihi kolayca
takip edilir. Tohumlama tarihine göre bir sonraki kızgınlıkları takip edilerek hayvanın gebe
kalıp kalmadığı anlaşılabilir.
Suni tohumlamada kullanılan boğaların özellikleri bilindiğinden yetiştiricinin isteğine
göre yavru alması mümkündür. Yetiştirici hayvanlarını istediği mevsimde tohumlattırarak
doğumları ve dolayısıyla süt verimini toplulaştırabilir veya bütün bir yıla yayabilir. Yetiştirici
işletmesinde boğa tutmayarak boğa besleme masrafından ve boğanın tehlikesinden de kurtulur.
SIĞIRLARDA DOĞUM
Sığırlar da gebelik süresi 270- 280 gündür. Bu süre sonunda büyüyen, gelişen ve dış
ortamda yaşayabilecek hale gelen yavrunun yavru zarlarıyla birlikte ana rahminden çıkmasına
doğum denir. Yavru müdahalesiz olarak çıkarsa normal doğum, müdahale edilerek çıkarılırsa
güç doğum adını alır. Doğum yaklaştığında memeler sütle dolar, vulva dudakları büyür ve
kızarır, çatı kasları gevşer ve çöker. Doğum başladığında ise vulva iyice büyür, sancılar başlar
ve baş suyu dediğimiz yavru suları akar, arkasından yavrunun önce ayakları, sonra kafası,
sonrada bütün vücudu çıkarak doğum gerçekleşir. Buna normal doğum denir.


Normal doğuma da bazen müdahale etmek gerekebilir. Özellikle genç düvelerde vulva
tam büyümediği için yavrunun çıkması zorlaşır. Yavrunun ayakları ve kafası görüldüğü halde
hayvan ıkınmasına rağmen yavru çıkmıyorsa eller dezenfektanlı sularla yıkandıktan sonra
yavrunun ayaklarından tutularak çekilir. Bazen yavrunun burnu vulvaya takılır ve yine
hayvanın ıkınmasına rağmen yavru çıkmaz. Bu durumda yine eller dezenfektanlı sularla
yıkanarak yavrunun burnu aşağı doğru bastırılır ve yavru çıkarılır. Yavrunun büyük, çatının
dar olduğu durumlarda yavrunun ayaklarına dezenfektanlı suya batırılmış, yavrunun
ayaklarında yara açmayacak özellikte ipler bağlanarak çekilir. Ancak çok zorlayıp anaya ve
yavruya zarar vermemek gereklidir. Yavruyu çıkarmak için çok fazla zorlama olursa yavru ile
birlikte yavrulukta dışarı çıkar.
Doğum başladıktan ve yavru suları aktıktan sonraki 1 saat içerisine doğum
gerçekleşmezse doğumda bir güçlük var demektir ve doğuma müdahale gereklidir. Doğuma
rasgele kişiler müdahale etmemeli mutlaka bir Veteriner Hekime müracaat edilmelidir.
Bilinçsiz kişilerin yaptığı müdahale sonucu yavru suları iyice dökülerek yavruluktaki kayganlık
giderilirse yavrunun çıkması zorlaşır. Ya da yavrunun güç doğumuna sebep olan başı veya
ayakları iyice aşağıya kayarak doğumu daha da zorlaştırır. Doğuma bilinçsiz olarak müdahale
eden kişi gerekli temizlik kurallarına uymadığı içinde hayvanın hastalanmasına ve yavruluğun
iltihaplanmasına sebep olur. Hatta bu kişilerin müdahalesi esnasında yavruluk yırtılarak iç
kanama meydana gelebilir. Yeterli kayganlık sağlanmadan zorla çekilirse yavru yollarında ve
vulvada yırtıklar oluşabilir.
Doğumda önden veya arkadan gelişler normal doğum olarak kabul edilir. Ancak bu
gelişlerde de baş veya ayaklar katlanmış olurlarsa güç doğumlar şekillenebilir. Güç doğumun
hangi şekilde olduğunu bilmeden doğuma müdahale ederek yavruyu çıkarmaya çalışmak hem
anaya hem yavruya zarar verir.
Doğumdan sonraki 1-2 saat içerisinde de yavru zarları dediğimiz eşi düşer. Eşin
düşmesi için hayvan bazen çok fazla ıkınır ve bu ıkınma esnasında da yine yavruluk çıkabilir.
Yavru zarlarını atmak için fazla ıkınan hayvanları ayakta tutmak bir ölçüde yavruluğun
çıkmasını önler. Ancak bu çoğu zaman yeterli olmayabilir. Doğumdan sonra yorulan hayvan
yatmayı tercih eder ve ayakta durmakta zorlanır. Yatan ve fazla ıkınan hayvanların yanında
eşlerini atıncaya kadar ayrılmamak gereklidir. Ikınmanın çok fazla olduğu ve yavruluğun çıkma
tehlikesinin bulunduğu durumlarda top şekline getirilmiş bir çuval veya minderle vulvaya baskı
yapıp çıkmasını önlemek ve hemen bir Veteriner Hekime müracaat etmek gereklidir. Veteriner
Hekim gelinceye kadar yavruluk çıkarsa yavruluğu bir temiz torbanın içine koymak en iyisidir.
Bu mümkün olmazsa altına temiz bir bez yada naylon serilerek yavruluğun kirlenmesi
önlenmelidir. Yavruluğu çıkan veya çıkma tehlikesi gösteren hayvanların altı hemen
temizlenmeli, alt beton ise su ile yıkanmalı, toprak ise alta temiz naylon serilmelidir. Böylece
çıkan yavruluğun kirlenmemesi sağlanır. Hayvanın altına atılacak gübre kurusu veya saman
çıkan yavruluğa bulaşır ve bunu temizlemekte zor olur. Özellikle saman yavruluğa batarak
yırtılmalara ve kanamalara sebep olabilir.
Doğumdan sonra en geç 24 saat içerisinde yavru zarlarını (eşlerini) düşürmeyen
hayvanlara müdahale edilerek yavru zarları da alınmalıdır. Yavru zarları alınmadığı takdirde
hayvanda önce iştahsızlık başlar, sonra geçen zaman içerisinde çürüyen yavru zarlarının
emilmesi ve kana karışması sonucu zehirlenme belirtileri görülür ve bu durum hayvanın
ölümüne kadar gidebilir. Yavru zarlarını atmayan veya yavru zarları alınmayan hayvanlar
yaşamaya devam etseler dahi süt verimleri düşer, zayıflarlar ve yeniden yavru vermeleri
mümkün olmaz. Bu gibi hayvanların barındırıldığı ahırlarda ağır ve pis bir koku vardır.
Yavru zarlarının sağlık kurallarına uygun ve tam olarak alınması için mutlaka bir
Veteriner Hekime müracaat edilmelidir. Yavru zarlarının atılıp atılmadığı takip edilmeli, atılan
yavru zarları hemen alınarak dışarı atılmalıdır. Aksi halde inekler içgüdüsel olarak yavru
zarlarını yerler. Yavru zarlarını yiyen hayvanlarda işkembede tıkanmalar oluşabilir. Bu
durumda hayvanda iştahsızlık başlar ve süt verimi düşer. Müdahale edilmezse hayvanın
ölümüne dahi sebep olabilir. Bütün bunları önlemek için hayvanın yavru zarlarını yemesini
önleyici tedbirler alınmalıdır. Hayvanın yanında uzun süre beklemek mümkün olmayacağından
hayvanı kısa bağlamak bir çözümdür.
Doğumdan 8-10 gün önce memelerde başlayan süt üretimi memeleri şişirir, ancak bu
şişlik normaldir ve hayvan sağılmamalıdır. İlk doğumunu yapan düvelerde bu şişlik daha çok
görülür ve karın altına kadar yayılır. Şişlikler bazen ineklerde de görülebilir. Doğumdan sonra
sağım yapıldıkça bu şişliklerde 8-10 gün içerisinde kaybolur ve memeler normal halini alır. Bu
şişliklere ilaçla hemen müdahale edilmemeli, sadece memelere ılık suyla pansuman
yapılmalıdır. Ancak geçen süre içerisinde şişliklerde azalma olmaz ve sertleşme başlarsa
memedeki kan dolaşımını hızlandıran ilaçlarla müdahale edilmelidir.

Yorumlarınız Bizim İçin Değerlidir.

Yorum yapmayı unutmayınız.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir