BAĞ DOKUSU
MEZODERMDEN KÖKEN ALIR (başın bağ dokularının bir kısmı ektodermden köken alan nöral kristada gelişir). Organizmada en yaygın bulunan doku tipidir. Epitel hücreleri birer yüzleri ile bağdoku ile temas halindedir. Kas hücrelerinin arasını doldurur. Bu konumu ile epitel hücrelerin ver kas hücrelerinin beslenmesine aracılık eder. Kemik ve sinir dokuda kan damarları ile bu doku derinliklerine girer.
1. MEZENKİM HÜCRELERİ: Embriyona dönemde mezodermin farklılaşması ile oluşan ilk hücre grubudur. Yıldız şekillidirler. Sitoplazmalarında taşıdıkları vimentin filamanı sayesinde bi şeklilerini korurlar. Çekirdek büyük ve ökromatiktir. Hızlı bölünme ve diferensiyasyon gücüne sahiptirler. Bunların farklılaşması sonucu: destek dokuları ve kasdokusu meydana gelir. Erişkin organizmalarda gevşek bağ dokularda bulunur. Kan damarlarının özelikle de kapillarlar ve postkapillar venüllerin yakınlarında bulunan hücrelerdir. Bundan dolayı perisitler, perivasküler hücreler veya adventisyal hücreler olarak da bilinirler.
Bu hücreler gerekli durumlarda aktifleşip bölünerek çoğalırlar ve farklı hücrelere dönüşebilirler (fibroblast, endotel h. Ve damar düz kas h.).
2. Retikulum Hücreleri: Yıldızımsı hücrelerdir. Sitoplazmik uzantıları her tarafa doğru uzanırlar. Komşu hücreler bu uzantıları ile bağlantılara yaparak bir ağ şekillendirirler. Hücrelerin gövdeleri ve uzantıları retikulum iplikleri ile desteklenmiştir. İplikler hücreler ile çok sıkı bir ilişki içerisindedir ve bu durun ışık mikroskobunda ipe asılmış çamaşır görüntüsü vermektedir.
* Ökramatik ve yuvarlak çekirdek taşırlar.
* Kan yapan organların çatısını oluştururlar.
* Diğer hücrelere (yağ, kan vb) farklılaşabilirler. Çok az fagositoz özelliği vardır, ama bakterisit etkileri yoktur.
3. Fibroblastlar: En fazla ve en yaygın bulunan hücrelerdir. Lifleri ve amorf temel maddeyi sentezlemekle görevlidir. Şekilleri düzensizdir. Yassı, oval veya uzanımsı şekillerde görülür.
Ovoid, büyük ve mat boyanan ince kromatinli ve belirgin bir nukleoluslu bir nukleusa sahiptir. Sitoplazma GER’dan zengindir, Golgi koplexi iyi gelişmiştir.
Fibrositler daha küçüktürler ve iğ şeklilidirler. Daha az sitoplazmik uzantıya sahiptirler, RER daha az sayıdadır, çekirdek küçük ve uzundur. Uygun şartlarda uyarıldığı zaman fibrositler fibroblastlara farklılaşabilirler. Yara iyileşmesi sırasında bu olar kolayca gözlenir. Burada miyofibroblastlar da önemli rol alırlar.
4. Makrofajlar: Fagositik özelliği olan hücrelerdir. Monositlerin farklılaşması ile meydana gelirler.
MONOSİT = ?
Makrofajlar esas olarak kemikiliğinde yer alan öncül hücrelerden köken alırlar ve dolaşım kanında monositler olmak üzere farklılaşırlar. İkinci aşamada bu hücreler içinde olgunlaştıkları bağdokuya göç ederler ve makrofajlar adını alırlar. Doku makrofajları gittikleri bölgelerde çoğalabilirler.
Makrofajlar iri hücrelerdir. (30mikron)
Bu hücreler birbirlerinden çok uzaklarda olsalar bile aynı işi yaptıklarından bir sistem olup MAKROFAJLAR SİSTEMİ diye adlandırılır.
5. YAĞ HÜCRELERİ: Mezenkimden köken alırlar, yağ depo eden ve ihtiyaç durumunda kan verebilen bağdokusu hücreleridir. Bu hücreler kanla kendilerine ulaşan lipoprotein kuruluştaki maddeleri esterleştirerek NÖTÜR YAĞLARA dönüştürüp sitoplazmalarında depo ederler.
6. MAST HÜCRELERİ: ŞEKİLLERİ ovalden yuvarlağa kadar değişen bağ doku hücreleri olup sitoplazmaları bazofilik garnüllerler dolu, çapı 20-30 µm olan hücrelerdir. Çoğunlukla sitoplazmalarındaki granüller çekirdeği maskeler ve merkezdedir.
* Toluidine mavisi, metilen mavisi, thionine vb. bazik boyalarla boyandıklarında boyanın rengi olan mavi değil de mor-kırmızı-menekşe renginde görülürler. Bu olaya METAKROMASİ denir.
7. PLAZMA HÜCRELERİ: Plazma Hücreleri (plazmasitler): Plazma hücreleri vücudun bir çok bölgesinde bağ dokuda yerleşik ve sayıları az olan hücrelerdir. Organizmanın zararlılara karşı iki şekilde kendini savunması söz konusudur.
Organizmada hücresel immuniteyi (Celluler) T-lenfositlerin bir alt grubu olan SİTOTOKSİK T-lenfositler, salgıladıklar lenfotoksin denen maddelerle zararlı unsurları eritip yok ederek yapmaktadırlar.
* Sıvısal (Humoral) savunmayı ise B-lenfositlerin farkıllaşması ile meydana gelen plazma hücreleri üstlenmiş durumdadır. Plazma hücreleri, sentezleyip salgıladıkları antikorlar (bağışıklık maddeleri) zararlı unsurlarla (bakteri, virus, parazit vb.) birleşerek onları etkisiz hale getirmektedirler.
* Plazma hücreleri makrofaj ve mikrofajların aksine hareketsiz hücrelerdir. Bunlar ürettikleri antikorları dolaşım sistemine verirler. Plazma hücreleri normal şartlarda lenf ve kanda ya hiç bulunmazlar yada çok az olarak rastlanır. Hücrelerin büyüklükleri farklıdır.
* Granülsüz sitoplazmaları kuvvetli bazofildirler. Bazofilik görülmesinin sebebi endoplazmik retikulum, ribozom ve poliribozomların fazla olmasıdır.
* Çekirdek iri olup bir kenara daha yakındır (ekzentrik yerleşimli) ve çekirdek içerisinde heterokromatin alanları çekirdeğin kenarlarına yerleşerek çekirdeğe araba tekerliği görünümü kazandırırlar.
* Plazma hücreleri kanda bulunan antikorları sentezlemekle görevlidirler. Antikorlar antijenlerin penetrasyonuna tepkime olarak organizma tarafından üretilen spesifik globulinlerdir.
* Her antikor, üretim nedeni olan antijen için spesifiktir ve spesifik olan antijenle reaksiyona girer. Bununla birlikte benzer moleküler konfigürasyonda olan antijenle de çapraz reaksiyona girerler. Antikor-antijen reaksiyonu neticesi önemlidir. Yani antijen tarafından meydana getirilen zararların nötralize edilme kapasitesi önemlidir.
* Plazma hücreleri ender olarak bölünürler ve yaşam süreleri 10-20 gün kadardır.
8. Pigment Hücreleri: her çeşit bağ dokuda bulunmaz. En çok iris, koriyoidea, piyamater ve dermisde bulunur.
Melanositler melanin yaparlar.
BAĞDOKUSU ŞEKİLSİZ TEMEL MADDESİ: Temel madde temel olarak iki unsurdan oluşur.
1-) Bağdoku İplikleri
2-) Şekilsiz Temel Madde
* Bu maddelerin oranlar bağdoku türlerine göre deşiklik göstermektedir.
* Heparin dışındaki bağdokusunun amorf temel maddesi ve lifsel unsurları FİBROBLASTLAR tarafından yapılmaktadır.
NOT: Embriyonal bağdokularda temel şekilsiz madde mezenkim hücrelerince yapılmaktadır.
1.) Kollagen, 2.) Retikulum, 3.) Elastik ipikler.
1.) Kollagen: Kollagen iplikler glikoproteinlerin bir tür olan kollagenlerden meydana gelmişlerdir. Bu iplikler bulundukları doku türüne göre farklı hücrelerce sentezlenmektedirler.
2.) Retikulum İplikleri: Tip-III kollagenlerden meydana gelir. Çeşitli yönlerde anastomozlar oluşturup geniş aralıklı ağ oluştururlar. Retikulum ipliklerinde daha az iplikçik bulunmakla birlikte bu ipliklerin kalınlıkları da incedir (45nm). Bu iplikler gevşek biçimde demetlenirler ve aralarında daha fazla miktarda proteoglikan(heparan sulfat) ve glikoprotein (fibronektin) bulunur. Bu iplikler gümüş tuzları ile iyi boyanırlar. (Argirofil iplikler)
Başlıca Proteoglikanlar:
* Başlıca glikoproteinler:
1.) Bazal lamina lamina rara ve l. densa
2.) Retiküler lamina.
Bazal laminanın temelini laminin, entaktin, fibronektin türünde glikoproteinler ve heparan sülfat ve kondroitin sülfat gibi proteoglikanlar oluşturur. Laminin epitel hücrelerini fibronektinde retiküler laminayı lamina densaya bağlar.
BAĞDOKU TÜRLERİ:
BAĞDOKULAR taşıdıkları hücrelerin, ipliklerin, şekilsiz temel maddenin miktar ve organizasyonlarınındaki farklılığına göre alt birimler ayrılmaktadırlar.
1- mezenkim bağdokusu,
2- müköz “ ,
3- gevşek “ ,
4- kompakt “ ,
a)Düzenli sıkı bağdoku
b)Düzensiz “ “
5- retiküler “ ,
6- yağ dokusu.
1- Mezenkim Bağdokusu: embriyonal dönem ve fötal dönemin ilk yarısında bol olarak bulunur. Embriyonal dönemde tamamen ipliksizdir, fötal dönemle birlikta kollagen iplikler oluşmaya başlar.
2- Müköz Bağdokusu: mezenkim dokunun gelişmiş halidir. Fötal dönemin 2. yarısında bulunur. Wharton peltesi buna iyi bir örnektir.
3- Gevşek Bağdokusu: müközün faklılaşmış halidir. Erişkin organizmalarda en bol ve yaygın olan tiptir. Bu dokuda temel madde çoğunlukta bulunur. Deyrek olarak elastik ve kollagen iplikler bulunur.
Retikulum ipliği pek bulunmaz ancak bu doku ile komşu olan hücreler arasındaki sınırda bol olarak bulunur. Şekilsiz maddesi bol olduğu ve bu maddenin su turma kapasitesi yüksek olduğu için, gevşek bağdoku organizmanın su metabolizmasında önemli rolü vardır.
4-Sıkı Bağdokusu: Bu tür dokuda bağdokusu hücreleri az buna karşın bağdoku temel maddesinin lifsel unsurları çok fazladır. İpliklerin dizilimine göre:
5- Retiküler Bağdokusu: bu dokunun en önemli özelliği hücrelerden oldukça zengin olmasıdır. Yapının esasına retikulum hücreleri ve onun etrafında terleşik olan retikulum iplikleri oluşturur.
6- Yağ Dokusu: daha önce anlatıldı.
www.www.labvet.club
Yorumlarınız Bizim İçin Değerlidir.
Yorum yapmayı unutmayınız.