Arteriyel Kan Basıncının Düzenlenmesi
Büyük damarların duvarı esnek olmasıydı kan akımı sadece sistolde, kapillerler de kan akımı aralıklı olurdu. Sistolde kalbe yakın damarlardaki kanın bir bölümü ilerler, bir bölümü genişleyen elastik duvarda bekler, potansiyel enerji birikir. Diyastolde bu enerji elastik fibrillerin büzülmesinde kullanılır. Yardımcı pompa gibi çalışır. Yani kalbe yakın damarlarda kan akımı aralıklı iken periferde süreklidir. Beyindeki vasomotor merkez, vasomotor tonu kontrol ederek kan basıncınının kontrolünden sorumludur. Vasokontrüksiyon sempatik sinir sisteminin vasomotor sinirleri ile vasodilatasyon ise parasempatik sinirlerleri ile sağlanır. Vasodilatasyon sırasında damar duvarlarndaki sinir uçlarından salınan asetilkolin endotel hücrelerinden düz kaslara yayılmak üzere nitrik oksit salınımını başlatır ve Bu durum cGMP sistemini aktive ederek kas hücrelerinin gevşemesini ve damar lümeninin genişlemesini sağlar.
Arterlerdeki düz kas hücrelerinde norepinefrin reseptörleri de bulunur. Kan basıncı düştüğünde böbreklerden renin salınır. Renin, dolaşımdaki anjiotensinojeni antiyotensin I’ e dönüştürür. Bu hafif bir vasokonstriktördür ve kapiller endotel hücre zarlarında (özellikle de akciğer kapilleri) yerleşik anjiyotensin dönüştürücü enzim ile anjiotensin II’ ye dönüştürülür. Anjiotensin II, kuvvetli damar büzücüdür ve kan basıncı artar. Ciddi kanamalar, hipofizden diğer bir kuvvetli damar büzücü madde olan ADH’ın (vasopressin) salgılanmasını uyarır.
Sistemik kan basıncının esas kontrolörleri muskuler arterlerdir. Arterlerin kasılmaları sempatik sinirlerle sağlandığı gibi yaralanma sonucu ortaya çıkan yerel maddelerin direkt etkisiyle de olabilir.Yerel faktörler küçük arter ve arteriollere etkili olabilmektedir. Eğer kan akımı aniden kesilirse oksijen yokluğu, CO2 ve laktik asit birikimi görülür. Bu 2 faktör, düz kasın gevşemesine böylece 2-3 kat daha fazla kan akımının oluşumuna yol açar. Reaktif hiperemi olarak bilinen bu olay sinir sistemine bağlı olmadan metabolik açığı düzeltir.
Arterlerin bulundukları yerlere göre tabakalarının kalınlığı değişir.Örneğin bacak arterlerinin media tabakası, üst ekstremitedekilere göre daha kalındır. Bu, yerçekimi nedeniyledir. Kalbi besleyen yüksek basınçlı koroner arterlerde kalın media tabası vardır. Tersine, pulmoner dolaşımdaki arterler düşük basınç nedeniyle media tabakaları incedir.
y�Xnv`5 ��6 r vardır. Kılıf hücreleri uzun uzantılara sahip hücrelerdir dens veziküller içermezler. Karotid cisimler katekolaminler içerir. Glossofarengeal ve vagustan afferent lifler alırlar.
Aortik cisimler: Arcus aortada sağ subclavian ve sağ arteria carotis communis arasında ve sol subclavian arterle sol common carotid arter arasında bulunur. Yapıları ve işlevleri karotide benzerdir.
l<�ty`5 ��_urur. Embriyoda şekillenen kan damarları primitif kardiyovasküler sistemi oluşturmak üzere vitellus kesesi, sapı ve choriondaki damarlarla birleşirler. Kan damarları gelişim süreci anjiogenezis olarak bilinir.
Yorumlarınız Bizim İçin Değerlidir.
Yorum yapmayı unutmayınız.